“Ne! Quaresma kampta değil mi?”

SERDAR SARIDAĞ
“Ne! Quaresma kampta değil mi?” diye şaşkınlığını ifade etmişti Energi Cottbus’ta oynayan Julian Börner. Seefeld’in sanki kıştan yeni çıkmış soğukluğundaki sokaklarında ayaküstü sohbet ettiğimiz Alman oyuncuya Q7’nin burada olmadığını söylediğimde yazının girişindeki kelimelerle ifade edilmeyecek kadar bir şaşkınlık belirmişti suratında. Bundesliga’daki dönemini övdüğü Fabian Ernst’in de kampta olmayışına çok şaşırmıştı Börner. Her iki oyuncunun Avusturya kampında olmayacağını bir ay önce yazdığımda açıkçası ben de kamp için Seefeld’e gelen Julian Börner gibi çok şaşırmıştım.

Çalıştırdığı her takımda arkasından bıraktığı gençlerle hatırlanan Samet Aybaba, Beşiktaş’ın bünyesinde yer alan tam 14 genci kampa götürdü. Onlardan yeni Quaresmalar ve Ernstler yaratmayı planlıyordu. Çoğunun isimlerini bilmiyorduk kampın ilk günlerinde. “Ben de tanımıyorum bu gençleri” diyen Samet Aybaba, “Onlar kendilerini bana işte burada tanıtacak” diye gösteriyordu Bad Kleinkirchheim’deki antrenman sahasını. O saha genç Kartallar tarafından parçalanmayı bekliyordu sanki. Düşünsenize Quaresma, Ernst, Holosko ve Simao yok ama Muhammed Demirci, Mertcan Aktaş, Mertcan Demirer, Hasan Türk, Kadir Arı ve Ümit Karaal vardı onların yerine. “Herşey de bir Ümit var” diyordu Samet Aybaba, Ümit Karaal’in ara paslarını gördükçe.

Geçtiğimiz yaz yapılan kampta saha kenarında kahvelerimizi içerken Guti, Quaresma, Simao, Fernandes ve Almeida’yı konuşuyorduk. Ama bu sene açıkçası ben ne İbrahim Toraman’ın, atakları kesişini, ne Fernandes’in gollük asitlerini ne de Almeida’nın gollerini takip ettim. Ben ve kampı takip eden diğer meslektaşlarım yukarıda isimlerini yazdığım ile yazmadığım genç Kartallar’ı büyüteç altında inceledik. O büyüteç işte bu gençler yüzünden elimizden hiç düşmedikamp boyunca. Kimisi gelecek vaad etti kimisi de vasatı aşamadı ama şu bir gerçek hepsi de yetenekli gençler. Onlara baktığınız zaman futbolun kokusunu içinize çekebiliyorsunuz gerçekten. Peki hangisi Beşiktaş’ta ilk onbir oynar diye soracak olursanız yanıtını John Benjamin Toshack’ın başından geçen bir hikaye ile bulalım.

Toshack, Real Madrid’i çalıştırdığı dönemde alınan bir mağlubiyete çok sinirlenmişti. Bütün takımı kadro dışı bıraktığını belirterek bir dahaki maça alt yapıdaki gençlerle çıkacağını söylemişti. O haftanın ilk idman gününde Galli hoca gerçekten antrenmana genç oyuncuları çıkarmıştı. İkinci idman gününde ise antrenmana bir tane as oyuncu dahil eden Toshack ertesi gün de birkaç as futbolcu daha çağırmıştı antrenmanlara. Maç günü gelip çattığında ise rakibin karşısına tamamen as takımı çıkarmıştı Toshack. Peki neden böyle yapmıştı tecrübeli isim. Neden o hepsi ayrı birer yetenek olan genç Galacticolar’ı oynatmamıştı kurt hoca. Onlarda eksik olan şey neydi?. Yanıtı aslında çok basit. Eksik olan şey tecrübeydi. Tecrübe olmadan La Liga’da hiçbir şey yapamayacağını çok iyi biliyordu John Benjamin Toshack.
İşte genç Kartallar için ilk onbirde oynar mı sorusunu varsa tecrübeleri oynarlar diye yanıtlayabiliriz. Ama tecrübeleri yoksa ise onları da tecrübelendirmek Samet Aybaba’nın işi. Quaresma’dan dolayı yeni sezonda tribünleri karşısına alma ihtimalinin yüksek olduğu bir ortamda, gerçekten bu iş çok zor bir iş.