Basketbol'un uzman isimlerinden biri olan Mete Aktaş'la NBA'de Play-off serisi üzerine eğlenceli bir söyleşi yaptık...
Dallas'ın şampiyon olduğu seriyle ilgili düşüncelerin nedir?
Toprağı bol olsun bir zamanların dev pivotu Wilt Chamberlain'ın meşhur bir sözü vardır: "Hiç kimse Golyat'ın yanında olmaz". Efsaneye göre Hz. Davud Filistinlilere acı çektiren Golyat adlı devin karşısına dikilmiş ve tek bir sapan taşıyla alnının ortasından vurarak bu kötü devi alt etmiştir. İşte Miami Heat geçen yaz "Büyük Üçlü"yü oluşturduğunda herkesin yere sermek istediği kötü dev "Golyat" haline gelmişti. Ve işte Dallas, NBA'deki diğer 29 takımın ve Heat'i antipatik bulan milyonlarca basketbolseverin rüyasını gerçekleştirerek kötü dev Miami'yi 6 maçta yere serdi. NBA Final serisini tek kelimeyle özetlemek gerekirse "klasik" herhalde en uygun seçim olacaktır. 10 sene sonra geriye dönüp baktığımızda bu seride oynanan maçların kalitesini, heyecanını, damağımızda bıraktığı o güzel tadı hatırlayacağız.
LeBron James abinin bu kadar etkisiz kalmasını bekliyor muydun?
"Bu sonbahar yeteneklerimi South Beach'e taşıyıp, Miami Heat formasını giyeceğim" açıklamasını yaptığı meşhur "Karar" konuşmasından bu yana tüm baskı LeBron James'in üzerindeydi. Cavaliers'ı terkedip (veya kimilerine göre satıp) tek başına kazanamadığı şampiyonluğu Wade ve Bosh'la güçlerini birleştirerek almaya çalışan James'in kariyerinin ikinci NBA finalinde daha iyi bir performans sergileyeceğini elbette ben de umuyordum. Ancak bu beklentiler boşa çıktı. Triple-double'la tamamladığı 5. maç dahil olmak üzere James seri boyunca "Batman" değil, "Robin" rolünde oldu. Sürekli D-Wade'in, hatta zaman zaman Chris Bosh'ın gölgesinde kaldı. Heat kritik bir sayıya ihtiyacı olduğu zaman top ne zaman eline gelse toptan ve balıymışcasına kaçıp pas vermeyi tercih etti. Kısacası "kalıbının adamı" olamadı. Seri sonunda da "Kral"ın çıplak olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.
MVP seçilen Nowitzki abimizin performansına ne diyorsun?
Hayatımız boyunca ne zaman bir beyaz eşya, otomobilin satın alınması söz konusu olduğunda büyüklerimizden hep şu lafı duyduk: "Alman malı alın. Alman malı iyidir, sağlamdır, adamı yarı yolda bırakmaz. Güvenilirdir." Bu sözün ne kadar doğru olduğunu NBA'deki 13. yılını deviren istikrar abidesi Dirk Nowitzki'ye bakınca bir kez daha anlıyorum. 13 yıllık kariyerinin 10-11 yılını NBA şampiyonluğu hayalini kurarak geçiren, kimi zaman bu hedefi az farkla kaçıran Wurzburg'un öz çocuğu Dirk, muhteşem kariyerinde eksik olan en nadide parça olan şampiyonluk yüzüğünü 26.0 sayı, 9.7 ribaundluk final serisi ortalamalarıyla elde etti. Anasının ak sütü gibi helal olsun!
Sana Dallas sezon başında şampiyon olacak deseler ne derdin?
Kısa ve öz olacak ama "La de get! " derdim. Lakers, Thunder, Heat gibi rakipleri hem de ezerek saf dışı bırakmalarını ne ben ne de bir başkası bekliyordu. "Ben demiştim" diyene de inanmayın, yok öyle birşey:)
Bu sene NBA'de seni en çok ne etkiledi?
Dallas Mavericks'in performansı ve Blake Griffin denen çılgın genç:)
Mete AKTAS
http://twitter.com/MeteAktas76
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder