Reklam

Twitter

 

21 Haziran 2010 Pazartesi

İşte 'Dövüş Kulübü'!..

09/04/2005 Radikal Cumartesi


Geçtiğimiz hafta sonu Ankaragücü-Sakaryaspor maçında, Ankaragücü Teknik Direktörü Yılmaz Vural'ın oyuncuları Adem Dursun ve Effa'nın kırmızı kart görmelerine verdiği tepki, 2003-2004 sezonunda Fenerbahçe maçında gördüğü kırmızı karttan dolayı Trabzonspor Teknik Direktörü Samet Aybaba'nın ufak çaplı bir şiddet gösterisine maruz kalan Oumar'ı aklıma getirdi.

Yeşil sahalardaki 'arıza'lar
Geçtiğimiz hafta sonu Ankaragücü-Sakaryaspor maçında, Ankaragücü Teknik Direktörü Yılmaz Vural'ın oyuncuları Adem Dursun ve Effa'nın kırmızı kart görmelerine verdiği tepki, 2003-2004 sezonunda Fenerbahçe maçında gördüğü kırmızı karttan dolayı Trabzonspor Teknik Direktörü Samet Aybaba'nın ufak çaplı bir şiddet gösterisine maruz kalan Oumar'ı aklıma getirdi. Geçen yaz Alanya'da tatilde Oumar'la tanıştım. Her futbolsever gibi hemen bu meseleyi açıp o an neler hissetiğini sordum. Oumar çoktan bu konuyu unuttuğunu, hatta Samet Aybaba'yla arasının çok iyi olduğunu söyledi. Futbol üzerine sohbetimiz plajda sürerken, Oumar'ı tanıyan futbolseverler yanımıza yaklaşarak sohbete katılmaya başladı. Herkes Oumar'a Samet Aybaba'yla arasında geçen olayı soruyordu. Yani Oumar unuttuğunu söylese de bu olayı unutmayanların sayısı epey faza. Ama (teselli olur mu bilmem) Oumar artık yalnız değil; Effa ve Adem Dursun da teknik direktörlerin hışmına uğrayanlar kervanını katıldı. Futbol tarihinde yaşanan bu türden acayiplikleri, spor yazarlarına sorduk...

Mehmet Demirkol (Milliyet)
Hemen aklıma gelenler Samet Aybaba'nın geçen yıl Trabzonspor-Fenerbahçe maçında kırmızı kart gören Oumar Dieng'e vurması, Leeds deplasmanında kırmızı kart gören Emre'nin Fatih Terim'in gazabına uğraması geliyor. Bunun dışında yine Yılmaz Vural'ın Sarıyer'i çalıştırırken Todorov'u sahanın ortasında dövüşü de var.
Yurtdışından ise Alex Ferguson'un Beckham'ın kafasına krampon atması en bilinen örnek. Bu tip olaylar sık sık olmasa da gerçekleşiyor. Benim asıl ilgimi çeken eli kolu bağlı olan oyuncuların tepki göstermemesinden çok, meslek örgütlerinin ses çıkarmaması. Tan Sağtürk 'gay futbolcu biliyorum' dediğinde ortalığı birbirine katan PFD, Yılmaz Vural olayında ses çıkarmıyor. Mesele bu.

Mansur Forutan (Sabah)
1987 okulu kırıp gittiğim Fenerbahçe-Samsunspor kupa maçının sonunda Fener elenmişti. Samsun kalecisi Fatih'in tek başına maçın yarısını çar çur etmesini ve bitiş düdüğünden sonar Fenerliler'in Samsunlu oyunculara 'girmeleri'ni aksiyon film tadında izlemiştim. Abdülkerim, İsmail, Müjdat, Sedat ve Zafer altı ay ceza almışlardı. Gerçek bir meydan dayağına tanıklık ettmiştim Kadıköy'de.
1982 Dünya Kupası F.Almanya-Fransa maçında Schumacher'in Batiston'a yarı kıç, yarı tekme atarak hastanelik etmesi ve hiç ceza almadan yırtmış olmasını hayretle izlemiştim. Şimdi olsa futbol hayatı bitmiş olurdu büyük bir olasılıkla.

Yiğiter Uluğ (Vatan)
Bu tür olayların zirvesi bence Cantona'nın tribündeki taraftara karşı kung - fu tekniği uygulamasıydı. Türkiye liglerinde de hafızalarda yer edinen patırtılar olduğunu hatırlıyorum ama herhalde bu alanda en çarpıcı isim Eskişehirspor ve Bursaspor'da parladıktan sonra Fenerbahçe'ye gelen ünlü golcü Bahtiyar Yorulmaz'dı. Bahtiyar tribünlerin kendisi aleyhinde başlattığı deli tezahüratına genellikle cinsel organını avuçlayarak cevap verirdi. Herkesin de beklediği buydu zaten. O anda bütün staddan müthiş bir kahkaha yükselirdi. Bahtiyar'ın daha sonra kaptanlık yaptığı Denizlispor'da hatalı gol yediğine inandığı kalecisinin üzerine yürüyüp onu tokatlaması da bugünün popüler figürü Yılmaz Vural'a esin kaynağı olmuştur büyük olasılıkla.


Rıdvan Dilmen (Milliyet)
İlk aklıma gelen olay Müjdat Yetkiner'in, Toni Schumacher'e takunya fırlatmasıdır. Toni Schumacher bir pozisyonda Müjdat Yetkiner'e sert çıkması sonucunda Yetkiner soyunma odasında Schumacher'e takunya fırlatmıştı.

Bağış Erten (Radikal)
Sahalarımızda görmek istemedikçe gördügümüz olaylar silsilesinde iki olay unutulmaz benim için. Türkiye'den Müjdat-Schumacher 'tartışması'. Rivayet odur ki, gol yedi diye dalga geçen Müjdat Yetkiner'in üzerine yürüyen Schumacher'in gözü morarır. Tartışma soyunma odasında vuku bulur, ama cürmünden fazla yer yakar. Lakin 103 gol hatırına olay kapatılır. Konuya ilişkin örneklerin yurtdışı temsilcisi ise İngiltere futbolunu bir noktaya taşıyan, ama orada epey 'yumurta kıran' Eric Cantona'dır. Seyirciye uçan tekmesini unutmak ne mümkündür.

Ben Holland (Radikal)
1995'te Blackburn oyuncuları Graeme Le Saux ve David Batty'nin bir Şampiyonlar Ligi maçında birbirlerine girdiklerini hatırlıyorum. Zaten Avrupa'da 11 kişiyle pek bir şey beceremeyen Blackburn, dokuz kişi kalınca tamamen çöktü. Ama futbolla boks arasında bir karışım görmek isteyenler için daha çok Avusturalya futbolunu tavsiye ederim. Bir maçta bir oyuncunun önce iki rakibini, sonra hakemi, sonra da olup bitene kızan bir seyirciyi yumruklarla yerle bir ettiğini ve oyuna devam ettiğin gördüm!

Eray Özer (Radikal)
Yanılmıyorsam 1991-92 sezonuydu.
5-2 Fenerbahçe üstünlüğüyle sona eren maçta Galatasaray'ın nev-i şahsına münhasır kalecisi Hayrettin farkı gruruna yedirememiş, kendisiyle dalga geçtiklerine inandığı Rıdvan ve Tanju'ya 'girişmiş', hatta Rıdvan'ı altına almıştı. Bu yetmezmiş gibi maç sonrasında Hayrettin, 'Rıdvan'ı bitirecektim,' diye bir açıklama yaptı ki gerçekten komikti. Bir de Amigo Orhan'ın (ki bu Orhan, kesinlikle Eskişehirspor'un efsanevi amigosu değildir, karışmasın) 1997'de Belçika'yla oynadığımız bir milli maç sonrası Mustafa Denizli'ye kafa atması vardır unutamadığım. Orhan merdivenlerden öyle bir uçmuştu ki görüntüleri izlediğimde Mustafa Denizli'nin kesinlikle ayağa kalkamayacağını düşünmüştüm. Ama Mustafa Hoca kafayı yiyen o değilmiş gibi hiç bozuntuya vermeden yoluna devam etmişti.

Uğur Vardan (Radikal)
Futbol sahasında çılgınlık sözcüğünün karşısında hep 'deli'leri buluruz. Benim için en önemli deli, kuşkusuz Bahtiyar Yorulmaz'dır. Eskişehirspor, Bursaspor, Fenerbahçe ya da Denizlispor forması fark etmez; o her rengin altında deliliklerinden örnekler sunardı. Eskişehir'deyken bir Bursa maçında şortunu indirmesi, Fenerbahçe'deyken kaçırdığı bir gol sonrası sinirden formasını yırtması ve (kariyerindeki en muhteşem sayfalardan biri olan) Denizlispor'dayken gol yediği için kalecisini saha içinde kovalaması, onun müstesna yerini açıklayan birkaç örnek. Dışarıdaki delilere gelince, Tony Harald Schumacher'in, Türkiye'deki macerasında Müjdat'la tartşıması ilginç ama aynı futbolcunun 1982 Dünya Kupası'nda, Fransız Battisson'a yaptığı hareket ise, onun karanlık yüzünü göstermesi açısından son derece kötü bir hatıraydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...